22 Ocak 2011 Cumartesi

Can't take my eyes off of you



Heath Ledger gideli tam 3 sene olmuş bugün. Şarkıyı pek çok kişi söylemiş olsa da, ismini duyduğum zaman benim aklıma hep bu sahnedeki performans gelir. 10 Things I Hate About You, ne şeker bir filmdir.

Heath Ledger'ın anısına, sevgiyle.

16 Ocak 2011 Pazar

Gri

Hava soğuk, karanlık ve yağmurlu. Güzel bir haber almayalı bir hayli zaman oldu. İş yerinde yaşananlar geleceğe dair umut vermiyor. Ömrün bu şekilde geçip gideceği fikri inanılmaz ürkütücü. Memleketin genel halet-i ruhiyesi zaten kapkara. Aşka dair ise bir inancım yok uzun zamandır. İnsanların bu hususta hayal kurabilmesi beni şaşırtıyor. Ailenin seni anlaması imkansız. Geriye sadece birkaç arkadaş ve sanat kalıyor hayata devam edebilmek için. İstanbul onlara ulaşmayı da zorlaştırıyor. Bu karmaşa ve hızda yaşamayı nasıl beceriyoruz bir an durup düşününce aklım almıyor. Ama insan öyle tuhaf bir organizma ki, her yere alışıyor. The Pacific'i izledim mesela iki haftasonu, savaş insanoğlunun ne kadar puşt olduğunun bir göstergesi ve nasıl oluyorsa bokun içinde bile yaşamaya alışıyor insan. Ölüm bu kadar yakında ve gerçekken niye bunu kendimize yapıyoruz onu hiç anlamıyorum. Six Feet Under'ın darmadağın eden son 4 bölümünü tekrar izledim geçen hafta mazoşistçe. Sırf ağlayabilmek için izlediğim-dinlediğim şeyler var. Ama ağlamak güzeldir gerçekten. Birikmiş hüzünden kurtarmaktır bünyeyi.

Bir de Six Feet Under şarkıları listesi hazırladım. Henüz izlememiş olanların bile gününü grileştirecek şarkılar bunlar:

12 Ocak 2011 Çarşamba

Je t'aime



Bunu gördünüz mü ya? Nesli tükenmekte olan son facebooksuz insanlardan olduğum için ben yeni gördüm. Ama facebookta çılgınca paylaşılan bir videoymuş bu. Bu aralar hiçbir zaman çok fazla olmayan Fransızca aşkım depreşince bu şarkıyı hatırladım. İstanbul'a taşınıp Joy Fm'de yabancı slow şarkıları keşfetmeye başlamamla Fransızca öğrenimim aynı zamana rastlar. Bu kadının "Je t'aime" haykırışları da o zamandan kafamda yer etmiştir.
Videoda bir sanatçının yaşayabileceği en güzel anları yaşıyor Lara Fabian. O "Je t'aime" diye şarkısını söylerken, seyirciler "On t'aime(Seni seviyoruz)" diye karşılık veriyorlar muhteşem bir senkronla. Vay be.

2 Ocak 2011 Pazar

Music



"Music, makes the people, come together
Music, mix the bourgeoisie and the rebel"

Bu sözlerin en anlam kazandığı performans buydu benim gözümde. NTV'de izleyip nasıl coşkuyla dolmuştum. Tekrarı çıkar mı acaba diye sürekli NTV izletmiştim evdekilere de canlarından bezdirmiştim. Niye bu kadar etkilendiğimi şimdi anlayabiliyorum sanırım. Bu şarkı, dans, bembeyaz kıyafetler, Hyde Park'taki binlerce insanın ellerini ve kalplerini biraraya getirmesi, birkaç dakikalığına kim olduklarını umursamadan sadece şarkı söylemeleri ve Madonna'nın neden Madonna olduğunu tekrar hatırlattığı muhteşem enerjisi sadece insanın tüylerini diken diken etmekle kalmıyor, aşırı bir umut veriyordu. Woodstock iyimserliğinin yeniden var olabileceği umudu, tüm Live 8 konserlerinde olduğu gibi Londra'da da kendini gösteriyordu. Orada bulunan şanslı insanları kıskanma duygusu, kilometrelerce uzakta televizyon karşısında bile aynı duyguların paylaşılabilmesi gerçeğine karışıyordu.