27 Mart 2011 Pazar

Mesâiler Kabilesi

Kiminle Görüştüm Ben?
Bu kadar şekilsiz bir soru olabilir mi? Binbir türlü yamukluğun normal karşılandığı iş dünyasında olabiliyor. İnsanlar yazmaya çok üşeniyorlar ve konuşmaya hele telefonla konuşmaya bayılıyorlar. Bir sürü insanın arasında sevgilisiyle hangi filme gideceğinin kritiğini yapan, ders çalışmayan çocuğunu azarlayan ya da annesine ne yemek yapması gerektiğini utanmadan dakikalarca anlatanları hala anlayamıyorum. Ama bu soruya alıştım maalesef. Hatta kullanır bile oldum. Telefon hala en önemli sorun çözme aracı gibi duruyor çoğu şirket için. Ne kadar telefonla konuşmaktan nefret eden birisi olursanız olun ya da sosyal fobiniz insanların içinde rahatça konuşmanızın önünde büyük bir engel olsun, tabiri caizse sike sike kullanacaksınız bu aleti. Telefonu kapatmadan "kiminle görüştüm ben?" diye sorup, x bey ya da y hanıma bir dahaki görüşmenize kadar iyi günler dileyeceksiniz.


Yoğun
Biriniz de yoğun olmayın be. Nefret ettirdiler şu kelimeden. Oysa lisede hakkıyla anladığım fizik konularından birisiydi yoğunluk, hacim, Arşimet vs. d=m/v. Formülünü bile hatırlıyorum. "Bu aralar işlerimiz çok yoğun." Nasıl yoğun, kütlesi mi büyük hacmi mi küçük? "Çok yoğundum arayamadım hiç." d'm 1'den büyük inanmazsın, suya atsan batarım. Oeh. Tiksindim yemin olsun. İşler çok de, çok çalışıyordum de, Allah'ını seversen yoğun deme ya.

2 yorum:

burrhole dedi ki...

yoğunum diyenler aslında o kadar hafif insanlar ki şaşarsın. suya atsan su üstünde kalır, bu da onların zeytinyağı kişiliklerinin bir kanıtıdır. ne olursa olsun altta kalmaz onlar. altta kalanınsa ''canı çıksın amınakoyim!''

çok sevdim bunu.

manzanasverdes dedi ki...

Altta kalıyorum, alttan alıyorum. İnsanlar ikiye ayrılabilirler bu şekilde. Üste çıkanlar ve alttan alanlar. Bu sözde yoğunlar da dediğin gibi ilk gruptan sanırım.